Ekonomiye yön veren para politikası kararları, merkez bankaları tarafından alınır, bu kararlarda ilgili kurumun temel amacı etkilidir.
İçindekiler
Ülkelerin para otoritesi olan merkez bankaları, ekonomik dengeyi sağlamak adına bazı stratejiler izler. Tasarruf, yatırım, büyüme ve istihdam artışı gibi amaçlar doğrultusunda genel para politikaları uygular. Merkez bankası para politikası stratejileri, temelde genişletici ve daraltıcı kararlar olmak üzere ikiye ayrılır. Aşağıda bu kararlara dair detayları görebilirsiniz.
Merkez bankası para politikası stratejileri, bu iki ana hedef çerçevesinde şekillenir. Piyasa koşullarına göre genişleme ya da daralma hedeflerine yönelik kararlar verilir. Bu kararlar, merkez bankası para politikası araçları üzerinden uygulanır. Fiyat istikrarını temel alan bu kurumun araçları; faiz politikası, açık piyasa işlemleri (APİ), kur ve karşılıklar politikası olmak üzere dörde ayrılır.
Merkez bankasının Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından belirlenen politika faizi, kredi verme maliyetleri üzerinden piyasaları dengeler. Finansal kuruluşlar merkez bankasına; likidite* eksiğinde borç almak; fazlasında ise artan tutarı yatırmak için başvurur. Bu işlemlerde baz alınan politika faiziyle beraber bankaların kredi talep edenlere sunduğu oranlar da değişir.
Enflasyon dönemlerindeki daraltıcı para politikaları, merkez bankasının faiz artırmasını beraberinde getirir. Politika faizleriyle birlikte bankalardan kredi almanın maliyeti de yükselir. Buna bağlı olarak bireysel ve kurumsal müşterilerin kredi alma oranları düşer. Ayrıca bankalar, likidite gücünü korumak için yüksek mevduat faizleri sunar. Bu faiz oranlarından yararlanmak isteyenler, harcama yerine tasarrufu tercih eder. Böylece kredili ve nakit harcamalar azaldığı için talep düşer, enflasyon oranları dengelenir.
Açık Piyasa İşlemleri (APİ), merkez bankası para politikası stratejilerine yön veren bir diğer araçtır. Bu politika aracında ilgili kurum, borsada işlem gören menkul kıymetleri alıp satarak piyasaya müdahale eder. Örneğin elindeki devlet tahvillerini satarak yatırımcılara borçlanır ve dolaşımdaki para miktarını azaltır. Genişletici para politikası izlenmek istendiğinde ise tahvil satın alınarak talep yönlü destek sağlanır. Açık Piyasa İşlemleri (APİ) politikasının temel amacı, piyasadaki likidite fazlasını ya da eksiğini menkul değerler üzerinden gidermektir.
Döviz kurundaki dalgalanmalar, alım gücünün düşmesinden ekonomide dışa bağımlılığa kadar pek çok sonuca yol açar. Fiyat istikrarını bozan etkenler arasındaki bu durum, merkez bankası para politikası stratejileriyle kontrol altında tutulur. Dövizde istikrarı hedefleyen kur politikası, ulusal para biriminin değerini korumaya yönelik kararlardan oluşur. Para arzını etkilese de ayrıyeten merkez bankasının temel görevleri arasındadır.
Türkiye, 2001’deki ekonomik krizin ardından dalgalı döviz kurunu benimsemiştir. Bu kur rejiminde döviz değeri, piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirlenir. Döviz arz ve talebini etkileyen unsurlar ise şunlardır:
Merkez bankası para politikası amaçları arasında döviz kurunu dengede tutmak da yer alır. Ancak bu amaç doğrultusunda herhangi bir nominal ya da reel kur hedefi belirlenmez. Zira döviz kurları, politika aracı olmaktan ziyade piyasa koşullarına göre kendi değerini tayin eden bir ekonomik veridir. Yalnızca ulusal para biriminin aşırı değer kazanmasını ya da kaybetmesini önleme, altın ve döviz rezervlerinin yönetimi gibi tedbirlerle kontrol altında tutulur.
Bankalar, mevduat gelirlerinin ve diğer kaynaklarının belirli bir tutarını karşılık olarak ayırmak zorundadır. Merkez bankası oranlarına göre ayrılan bu karşılık, likidite ve para arzı seviyesini kontrol etmeye yardımcı olur. Merkez bankası para politikası stratejileri arasındaki karşılık oranı, genişleme ve daralma kararlarına göre değişir. Örneğin enflasyon dönemlerinde bu oranla beraber bankaların ayırdığı rezerv artırılır. Böylelikle kredi verme eğilimi azaltılarak talep ve arz arasındaki dengesizlik giderilir.
Merkez bankası faiz artırımı, para politikası stratejileri arasındadır. Merkez bankası, politika faizini yükselterek kredi maliyetleri, enflasyon ve döviz kuru dengelerini beliler. Merkez bankası faiz politikasının etkileri özetle şöyledir:
Faizler | Beklentiler | Döviz kurları |
---|---|---|
Bankalar, kredi ve mevduat faizlerini artırır. | Enflasyonun gerileyeceği algısı güçlenir. | Döviz kuru düştüğü için ulusal para birimi değerlenir. |
Tüketiciler, kredi çekmenin maliyeti yükseldiği için borçlanmayı erteler. | Piyasadaki enflasyon beklentisi düşer. | İthal edilen ürünlerin fiyatları düşer. |
Tasarruf yapmak, harcamaya göre daha avantajlı hâle gelir. | İleriye dönük ekonomik kararlar, düşük enflasyon beklentisiyle alınır. | Yurt içindeki ürünlerin değeri arttığı için ihracat azalır. |
Merkez bankası para politikası stratejileri, birden fazla etkiyi aynı anda meydana getirir. Örneğin ulusal para biriminin değer kazanması, ithalatı artırarak cari açığın** derinleşmesine neden olabilir. Öte yandan, ithal girdilerin maliyetini düşürerek üretim giderlerini olumlu etkiler. Bu durum, ithalata bağımlılığı azaltarak cari açığın dengelenmesini sağlar.
Merkez bankası ve para politikası gücünü, faiz artırımı örnekleri üzerinden inceleyebiliriz. Örneğin 2004-2007 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, faiz oranlarını kademeli olarak artırmıştır. ABD merkez bankası FED (Federal Reserve), hızla yükselen enflasyonu baskılamak için politika faizini %1’den %5,25’e çıkarmıştır. Bu merkez bankası para politikası stratejilerinin sonuçları ise şunlardır:
Enflasyonu azaltan bu etkilerin yanı sıra bazı sorunlar da açığa çıkmıştır. Ekonomi yavaşladığı için işsizlik oranları yükselmiştir. Ayrıca kredi faizlerindeki artış, mevcut borçların ödenememesi gibi problemlere de neden olmuştur.
Faiz artırımı kararları, şirketlerin kredi maliyetlerini yükseltir. Buna bağlı olarak hisseleri borsada işlem gören firmaların yatırımları azalır. Yatırımlardaki gerileme, hisse fiyatlarını ve borsa endekslerini olumsuz etkiler. Öte yandan, faiz artırımlarıyla sabit getiri sağlayan yatırım araçlarına olan talep yükselir. Yani hisse senedi yerine tahviller, bonolar ve mevduat hesapları gibi yatırım enstrümanları tercih edilebilir.
Merkez bankası faiz kararının altın fiyatlarına etkisi için linke tıklayın!
Geçmişteki faiz artırımı örneklerine bakıldığında tüketici harcamalarının azaldığı gözlemlenir. Zaten bu merkez bankası para politikası stratejilerinde temel amaç, talebi kısarak enflasyonu dengelemektir. Talebi azaltmanın yolu ise dolaşımdaki parayı azaltarak harcamaları sınırlamaktan geçer. Özetle tüketiciler, faiz artırımı dönemlerinde yüksek borçlanma maiyetleri yerine avantajlı tasarruf yöntemlerini tercih eder.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası para politikası stratejileri, günümüzde “liralaşma” mottosundan hareket eder. TCMB, liralaşma hedefiyle tüm para politikası araçlarını bütünleşik olarak kullanılır. Bu stratejilerin odak noktası ise bankacılık sisteminde Türk Lirasının ağırlığını artırmaktır. TCMB’nin bu amaç doğrultusundaki temel politika aracı, bir hafta vadeli repo faizi*** oranıdır. Bu araçla politika ve piyasa faizleri**** arasındaki denge sağlanır. Böylece parasal aktarım mekanizması ve fiyat istikrarı korunur.
Notlar:
*kolay nakde çevrilebilen varlıklar
**ithalatın ihracattan fazla olması
***finansal kuruluşların bankadan bir hafta vadeyle aldığı para için gösterdiği teminata uygulanır
****bankalar tarafından belirlenen faiz oranı
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.