12 Konuk 12 Yazar

Hiç tartışmasız Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunu, hayatımızın her noktasında var olan yüksek enflasyondur.Mayıs ayında TÜFE %3,37 artış ile %3,10 artış yönündeki medyan beklentinin üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl Mayıs ayında %0.04 artış olurken, 2023 yılı bazlı endeksin Mayıs ayları son 5 yıl ortalaması ise %1,24 artışla bu yıl için baz etkisinin aleyhte olduğuna işaret ediyordu.

Gayrimenkul sektöründe inşaat maliyetlerinin konut fiyatlarına etkisi çok tartışılan konulardan biridir. Bu konuda başlıca iki görüş öne çıkar:   

• Bir görüşe göre; inşaat maliyetleri arttığı sürece konut fiyatları da aynı oranda artış göstermek durumundadır çünkü geliştiriciler maliyetinin altında satış yaparak zarar etmek istemezler.   
• Bir diğer görüşe göre ise bir malın fiyatının belirleyicisi maliyeti değil, talep düzeyidir. Çünkü talep yetersiz ise inşaat maliyetleri artsa bile konut fiyatları gerileyebilir.

Hiçbir piyasada fiyat artışları ve azalışları sonsuza kadar sürmez. Diğer tüm piyasalarda olduğu gibi gayrimenkul piyasaları da bazen kazandırırken bazen kaybettirir. Fiyat artış hızı önce yavaşlar, sonra durur. Ardından gerilemeye başlar. Artış, durgunluk, gerileme ve tekrar toparlanma süreçleri birbirini takip ederek döngüsel bir örüntü oluşturur. 

Aylık konut satış sayıları gayrimenkul piyasasının önemli göstergelerinden biridir. Konut satışlarındaki artış ve azalışlar piyasanın geleceği hakkında bize önemli bilgiler verir. 

Başta deprem olmak üzere zor geçen 2023 yılını kapattık. 2024 yılında uluslararası piyasaların ana odağında yine merkez bankalarının faiz toplantılarının yer alması bekleniyor. 2024 yılının en önemli gelişmesi 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilecek ABD Başkanlık seçimleri de piyasalar tarafından yakından takip edilecek. Burada izlenecek gelişme Trump’un tekrar gelme olasılığıdır.          

Ülkemiz 20 yıl sonra yeniden yüksek enflasyonist bir döneme girmiş bulunuyor. Enflasyon toplumda gelir dağılımını alacaklılar ve sabit gelirliler aleyhine bozar. Kira geliri elde eden ev sahipleri de sabit gelirliler kategorisinde sayılır. 

Kentsel Dönüşüm Kanununda yapılan yeni düzenlemeler kamuoyunda çok yankı buldu; özellikle eski yerleşim yerlerinin de rezerv yapı alanı ilan edilebilmesinin mülkiyet haklarının ihlali anlamına geldiği dillendirildi. 

Devletin eski yerleşim alanlarını rezerv yapı alanı ilan ederek vatandaşın kıymetli konutunu alarak yerine kentin uzak bölgesinden konut vereceği iddia edildi.  

Yetkililer bu söylemleri kesin bir dille reddetmelerine rağmen tartışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. 
Gelin şimdi Kentsel Dönüşüm Kanunundaki yeni düzenlemelere başlıklar halinde özetleyelim.